Merhaba,
Affınıza sığınarak bu Aydabir’i özel bir konuya ve çok özel bir insana ayırdım.
Elektronik takvimim beni her ayın 14. günü “Aydabir’i yaz” diyerek uyarıyor. Bu sabah, yani 14 Ekim Cuma sabahı bilgisayarımın karşısına oturduğumda aklım hâlâ dün akşamdaydı. Anlatayım:
Dün akşam sevgili hocam, “Efsane Rektör” Prof. Dr. Üstün Ergüder’den Eğitim Reformu Girişimi (ERG) Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı devraldım. Üstün Hoca’nın 2002 yılında sevgili Hakan (Altınay) ile birlikte -yine sevgili- Ayla’nın (Göksel) AÇEV’deki ofisine yaptıkları bir ziyaretle resmen başlayan yolculuk Türkiye’ye benzersiz bir kurum kazandırdı. Dün akşam yapılan kısa / samimi törende birçok kişinin dile getirdiği gibi “Üstün Hoca olmasaydı ERG de olmazdı”. Üstün Hoca, her zaman olduğu gibi, başarıyı ve gururu bu yolculukta emeği geçen herkesle paylaştı: Rahmetli Tosun Terzioğlu’yla, Sabancı Üniversitesi’yle, ERG’ye destek olan tüm büyük vakıflarla, İpek Hoca (Gürkaynak), Neyyir Hanım (Berktay) ve Batuhan’la (Aydagül), yönetim kurullarıyla ve tabii ki “ekip”le…
ERG’nin hikâyesini sevgili Aytaç Demirci’nin kaleme aldığı, çok yakında Bilgi Üniversitesi Yayınları’ndan piyasaya çıkacak “Bir Ortak Akıl Deneyimi: Eğitim Reformu Girişimi” isimli kitapta okuyabilirsiniz, bence mutlaka okumalısınız! ERG’nin birçok açıdan önemli dersler içeren tarihinin çok özenli / çok kapsamlı bir şekilde kâğıda dökülmesini de Üstün Hoca’nın aklına ve Aytaç’ın yeteneğine borçluyuz.
Tam bu noktada “reklam kokma” riskini göze alarak başka bir kitaba geçelim: “Bana Yönetim Kurulunu Söyle, Sana Kim Olduğunu Söyleyeyim” kitabının “Balık Başkan Kokar” başlıklı dördüncü bölümünde yönetim kurulu başkanlarını şöyle karikatürize / kategorize etmiştim:
- Defansif Başkan
- Dominant Başkan
- Uykucu Başkan
- Kaynak Başkan
Kitabı okumadıysanız bile ilk üç başkan tipi / tarzının ne anlama geldiğini kolaylıkla tahmin edebilirsiniz. Ancak “Kaynak Başkan” sıfatı yeterince açıklayıcı değil, bu nedenle kitaptan alıntı şart:
“Hem üyeler hem de tepe PTY (Profesyonel Tepe Yönetici) için bilgi, moral ve denge kaynağıdır. Bilgisi yönetim kurulu ve profesyonel kadro düzeyinde kendisine duyulan saygıyı perçinler. Zor zamanlarda gerekli liderlik vasıflarına sahiptir. Tartışma geleneğini destekler. Herkesin kuruma en üst düzeyde katkı sağlaması için fiziksel ve duygusal bir ortam yaratır. Ne zaman görevini devredeceğini bilir ve bunu planlar.”
Kitaptaki bu paragrafın hemen altında “başkanların görevlerini gerçekten layıkıyla yerine getirmelerine engelleyen bazı engeller, daha doğrusu tuzaklar”ı sıralamışım:
- Fazla bağlanma sendromu
- Koltuk sevdası sendromu
- Asıl iş sendromu
- PTY ile rekabet sendromu
- İcracı sendrom
- İz bırakma sendromu
Sevgili Üstün Hoca’nın ERG’deki yirmi yılı aşkın başkanlığına bakınca yukarıdaki tuzakların hiçbirine düşmemiş bir “Kaynak Başkan” görüyorum, görüyoruz. Bu tanımı oluştururken aklımdaki ideal başkanlardan birisi de tabii ki kendisiydi. Kitabı bugün yazacak olsam belki “kaynak” yerine “bilge” sıfatını kullanırdım ve aklımda yine Üstün Hoca olurdu.
Üstün Hoca artık ERG’nin Onursal Başkan’ı ve Yönetim Kurulu Üyesi. Ondan öğreneceğimiz daha çok şey var…
Kasım ayında görüşmek üzere.