Skip to main content

Kasım 2022

Yazar: 13 Kasım 2022AYDABİR

Merhaba,

Bu ayki konumuz “Tesir İddiası”.

“Sayın Başkan, Değersiz Üyeler” kitabını okuduysanız bu yazı sizin için küçük bir hatırlatma olacak; eğer okumadıysanız ilgili bölüme göz atmanızı hararetle tavsiye ederim.

Her fırsatta yinelediğim gibi uzunca bir süredir “misyon” ya da “varoluş nedeni” gibi tanımlamalar yerine “tesir iddiası” kavramını kullanıyorum. Bu kavramın içime çok sinmesinin iki nedeni var. Birincisi, özellikle STK uzayında son yıllarda her tartışmada karşımıza çıkan “etki” (İngilizcesi “impact”) boyutunu içermesi. (Bu arada “tesir”i “etki”den çok daha tesirli bir kelime olarak gördüğümü de belirtmeliyim.) İkincisi, hedeflerimizin zorlayıcı bir boyutu olduğunun / olması gerektiğinin altını -iddia kelimesiyle- çizmesi.

John Carver’ın orijinal metodolojisinde “amaç” -veya “tesir iddiası”- yerine İngilizce “Ends” (evet, büyük “E” harfi ile) kavramını kullanmasına pek alışamadığımı da bu vesileyle belirteyim. Yine de üstadın görüşlerine bu kısa yazıda da tabii ki yer vereceğim.

Carver’a göre “Tesir İddiası” aşağıdaki üç soruya yanıt vermeli:

  1. Ne yapıyoruz? (Tesir Boyutu)
  2. Kimin için yapıyoruz? (Hedef Boyutu)
  3. Nasıl bir maliyetle yapıyoruz? (Verimlilik Boyutu)

Carver “Tesir İddiası”nı yazmak üzere masanın başına oturan yönetim kurullarına bazı uyarılarda da bulunuyor:

  1. Misyon tanımınız (varsa) bir Tesir İddiası değildir.
  2. Tesir İddiası’nı tanımlamak hiç kolay değildir.
  3. Stratejik planınınız (varsa) bir Tesir İddiası değildir.
  4. Tesir İddiası:
    • Mutlaka uzun vadeli bir yaklaşım içermelidir.
    • Gerçekleştirilebilir olmalıdır.
    • Tanımlanırken mevcut organizasyon yapısından bağımsız düşünün.
    • Tanımlanırken «ölçülebilirlik» kıstasını göz önünde bulundurmayın.
    • Tanımlanırken ihtiyacınız duyacağınız bazı verilere sahip olmadığınızı fark edeceksiniz, şaşırmayın.

Üstad “ideal” bir “Tesir İddiası” tanımı için de şu özellikleri öneriyor:

  1. Kısa (ancak üç boyutu da kapsayan…)
  2. Gerçekleştirilebilir (boş bir hayal ya da ulaşılmaz hedef değil…)
  3. Net (ancak bir slogan çarpıcılığına sahip olmak zorunda değil…)
  4. Kapsayıcı (niyetinizi tümüyle tanımlayacak…)
  5. Dar (sizi diğer kurumlardan ayırt edecek…)

Malum kitapta verdiğim örnekleri burada yenilemeyeceğim. Ama bu yazıyı yazmadan önce, çalışma odamızı düzenlerken karşıma çıkan, özel bir okul için birkaç yıl önce hazırladığım “taslak” bir çalışmayı sizlerle paylaşmak istiyorum:

X Okulu Tesir İddiası

(Temel İddia)

Öğrenciler X Okulu’nda ortalama … yıl eğitim görmekte ve veliler bu eğitim için toplamda …. TL / USD harcamaktadır. Bunun yanında X Okulu’nun kurucusu olan Y Vakfı da her yıl ortalama …. TL / USD alt yapı yatırımı yapmakta / işletme açığını finanse etmektedir. Bu yatırımın karşılığında X Okulu, öğrencilerini kendilerinin, yaşadıkları şehrin, ülkenin, dünyanın ve evrenin farkında, “sorgulayan” insanlar olarak mezun eder.

(İddia Hedefleri)

  1. Mezunların % …’inin dil yetkinliği:
    • Türkçe yetkinliği … ölçeğine göre … seviyesindedir.
    • İngilizce yetkinliği … ölçeğine göre … seviyesindedir.
    • İkinci yabancı dil yetkinliği … ölçeğine göre … seviyesindedir.
  2. Mezunların % …’inin şehir – ülke kültürü, tarihi ve coğrafyası hakkındaki bilgisi … ölçeğine göre … seviyesindedir.
  3. Mezunların % …’inin dünya kültürü, tarihi ve coğrafyası hakkındaki bilgisi … ölçeğine göre … seviyesindedir.
  4. Mezunların % …’inin evrenin tarihi ve önemli oluşum teorileri hakkında bilgisi … ölçeğine göre … seviyesindedir.

Yukarıdaki “Tesir İddiası”nın daha önce gördüğünüz “misyon” tanımlarına hiç benzemediğini biliyorum. Bununla birlikte birçok kişinin -özellikle eğitimci okurların- bu yazıyı okuyunca yukarıdaki hedeflerin tanımlanması / ölçülmesi konusunda olası zorlukları sıralamaya başlayacağını da tahmin ediyorum.

Alıştığımız kalıpların dışına çıkmak hiç kolay değil. Ben kitaplarımla -ve bu kısa yazılarla- en azından bazı tartışmaları tetiklemek istiyorum. Umarım başarırım…

Aralık ayında görüşmek üzere.