Merhaba,
Bu ay konumuz “Kısıtlar”, daha doğrusu “Yöneticinin Kısıtları”.
Carver metodolojisinin “aykırı” yönlerinden birisi yönetim kurullarına yapılan şu öneri:
“Profesyonel yöneticinize neyi yapacağını değil, neyi yapamayacağını söyleyin.”
“Kısıtlar” Carver yönteminin dört bacağından birisi ve yönetim kurulunun asli vazifesi olan “kuruma asıl sahipleri adına sahip çıkmak” görevini yerine getirirken “olmazsa olmaz” yardımcısı. Bu konuyu irdelerken gerçek bir örnekten faydalanmak bu nedenle çok önemli.
Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı (TÜSEV) Temsilciler Kurulu olarak sevgili Genel Sekreterimizin uymasını beklediğimiz “Temel Kısıt” şu:
“Genel Sekreter, TÜSEV’in yasalara, resmi senedine, genel olarak kabul gören etik, profesyonel ve ticari kural ve kaidelere aykırı bir faaliyete girmesine; bu şekilde tanımlanacak bir karar almasına neden olmayacak ve izin vermeyecektir.”
Carver’ın ve havarilerinin sıkça belirttiği, benim de “Sayın Başkan, Değersiz Üyeler” kitabında vurguladığım gibi eğer kendinize -ve profesyonel tepe yöneticinize- çok güveniyorsanız “Kısıtlar” başlığı altındaki kuralları daha fazla detaylandırmayabilir ve bu seviyede bırakabilirsiniz. Bildiğim kadarıyla dünya üzerinde Carver yöntemini uygulayan ve yöneticisine yalnızca en üst seviyede bir “kısıt tanımı” veren bir kuruluş yok. Bu nedenle bu konuda yazılan kaynakların hemen hemen tümünde yöneticinize ilave kısıtlar tanımlayacağınız alt başlıklar sıralanıyor. TÜSEV’de kullandığımız alt başlıklar şunlar:
- Mütevellilerle İlişkiler
- Çalışanlarla İlişkiler
- Finansal Planlama & Bütçeleme
- Finansal Durum & Faaliyetler
- Acil Durum Genel Sekreter Yedeklemesi
- Varlıkların Korunması
- Temsilciler Kurulu İletişim & Destek
Konuyla ilgili daha fazla bilgiye sahip olmak isterseniz bahsi geçen kitabın ekinde verilen TÜSEV İlkeli Temsil Kılavuzu’na göz atabilir ve -çoğu başka kurumlarda da neredeyse aynı şekilde kullanabilecek- kuralları görebilirsiniz.
Tam bu noktada “dil” konusunda bir saptama yapmak istiyorum: TÜSEV İlkeli Temsil Kılavuzunu hazırlarken “Tesir iddiası” dışındaki diğer üç alanda (Kısıtlar, Yetkilendirme, İlkeli temsil Süreci) Carver literatüründe bulunan birçok “jenerik” kuralı Türkçeye çevirerek kullandık. Ancak Türkçe’nin yapısı özellikle “Kısıtlar” bölümünde beni gerçekten çok zorladı. “Acil Durum Genel Sekreter Yedeklemesi” kuralını örnek olarak vereyim:
Temsilciler Kurulu’nun Genel Sekreter’den aldığı desteğin ani bir kesintiye uğramaması için TÜSEV’de en az bir Genel Sekreter Yardımcısı istihdam edilmelidir. Genel Sekreter, Genel Sekreter Yardımcısı’nın Temsilciler Kurulu – Genel Sekreter ilişkileri ve süreçler konusunda yeterli bilgi ve tecrübeyle donanmamış olmasına izin veremez.
Yukarıdaki ifadenin biraz “kulak tırmaladığını” kabul ediyorum; ancak bu kural TÜSEV’de hem bizim için (Temsilciler Kurulu), hem de Genel Sekreter ve Yardımcısı için çok açık bir standart oluşturuyor. Bu nedenle TÜSEV’de her zaman bir Genel Sekreter Yardımcımız bulunacak, Genel Sekreter’le birlikte Temsilciler Kurulu toplantılarına katılacak ve her zaman -kısa ya da uzun bir dönem için- görevi devralmaya hazır olacak.
Sözü Acil Durum Genel Sekreter Yedeklemesi’nden açmışken bu kuralın en alt seviyesini de paylaşmak istiyorum:
Genel Sekreter, şehirlerarası veya yurtdışı seyahatlerinde Genel Sekreter Yardımcısı ile aynı araçta seyahat edemez.
TÜSEV’de İlkeli Temsil sürecini başlattığımızda Genel Sekreterimiz kuruma çok uzun süre çok önemli katkılar yapmış olan sevgili Başak Ersen’di ve bu kural kendisiyle sık sık -gülüşerek- tartışmamıza neden olurdu. Bu tartışmalara rağmen (Başak’ın itirazı özellikle yurt dışı seyahatlere farklı uçaklarla gidip gelmenin zaman zaman kalış süresinin de uzaması, bunun da masrafların artması anlamına geleceği şeklindeydi) kuralımıza hemen her zaman uyduğumuzu belirtmeliyim.
Bu ayki yazımızı bitirmeden yukarıdaki Temel Kısıt’ın gözden kaçması muhtemel bir boyutuna dikkatinizi çekmek istiyorum; “neden olmayacak ve izin vermeyecek” ifadesine… Bu cümlenin profesyonel yöneticilerimize ne denli “güçlü” ve önemli bir sorumluluk verdiği yeterince açık mı bilmiyorum. “Neden olmamak” anlaşılır, peki ya “izin vermemek”?
Diyelim ki İlkeli Temsil metodolojisini uygulayan -daha doğrusu, uygulamaya çalışan- önemli bir dernekte Genel Sekreter olarak çalışıyorsunuz. Yönetim Kurulunuz sizi ve ekibiniz oldukça rahatsız eden bazı hatalar yapıyor. Tüzüğünüze aykırı uygulamaların sayısı gittikçe artmakta. Sesinizi yükselttiğinizde sert bir tepkiyle karşılaşıyorsunuz. Ya istifa edeceksiniz ya da boyun eğeceksiniz. Biliyorum, “istifa et” demek kolay, yapmak zor… Siz de birçok nedenden ötürü görevinizi sürdürdünüz ve sonunda bu “sorunlu” yönetim kurulu seçim yoluyla değişti. Yeni ekip uymakla yükümlü olduğunuz kurallara işaret ederek yukarıda bahsi geçen türden hatalara neden “izin verdiğinizi” sorarsa kendinizi nasıl savunacaksınız?
Şubat ayında görüşmek üzere…