Merhaba,
Yılın ilk yazısının konusu “İlkeli Temsil ve Skandallar”.
Siyaset, magazin veya kültür – sanat “sektörleri” kadar olmasa da sivil toplum camiası da zaman zaman skandallarla sarsılır. 2023’ün son büyük “sivil skandal” haberi Amerika Birleşik Devletleri’nden geldi.
1871 yılında kurulan NRA, İngilizcesiyle National Rifle Association, Türkçesiyle Ulusal Tüfek Derneği, Amerika’nın yaşayan en eski kâr amacı gütmeyen organizasyonu olduğunu iddia ediyor. Bu iddianın kendi coğrafyasında yeterince tartışıldığını tahmin ettiğim için bir de ben topa girmeyeceğim ama bilerek ya da bilmeyerek doğruyu söylemediklerini düşünüyorum. Her neyse, konumuz NRA’nin tarihi değil, “son icraatları”.
Benim kuşağımdan olan okurlarım -ki en az birkaç kişi var- Hollywood’un “haşin” aktörü Charlton Heston’u hatırlarlar. 10 Emir, Maymunlar Cehennemi, Ben Hur gibi birçok efsane filmde başrol oynayan ve 50’ler ve 60’larda ırkçılığa karşı çıkan az sayıdaki ünlüden birisi olan Heston 1987’de Demokrat Partiden Cumhuriyetçi Partiye geçmiş, Reagan’ı desteklemiş ve 1998-2003 yılları arasında da NRA’in Başkanlığını yürütmüştü. Sivri dilli yönetmen Michael Moore’un Bowling for Columbine filmini çekerken Heston’la yaptığı, daha doğrusu yapmaya çalıştığı röportajı da hatırlayanlarınız olabilir. Moore gibi birçok Amerikalı aktivist dünyada kişi başına en çok ateşli silaha sahip ülkelerin başında ABD’nin gelmesinin ve ülkede ateşli silahlarla yapılan kitle katliamlarının korkunç bir seviyede olmasının müsebbibleri arasında NRA’i baş köşeye oturtuyor.
İşte bu NRA’i neredeyse otuz yıldır “Executive Vice President & CEO” unvanı ile yöneten (yani bizim Ben Hur’la da çalışmış) Wayne LaPierre geçtiğimiz Aralık ayında 31 Ocak 2024 tarihi itibarıyla görevinden istifa edeceğini duyurdu. Resmi gerekçe “sağlık nedenleri” olarak açıklansa da konuyla ilgili herkes LaPierre’in baş sorumlusu olduğu uygunsuz uygulamalar ve harcamalardan artık haberdar. Kurumun kasasından yapılan usulsüz harcamalar listesinde neler yok ki: Lüks tatil beldelerine seyahatler, kiralanan özel uçaklar, süper pahalı kıyafetler ve bazı kişilere sus payı olarak ödeme yapabilmek için uydurulan anlaşmalar… Ne yalan söyleyeyim. NRA’den de, temsil ettiği eril / maço / faşist / kapitalist zihniyetten de hiç haz etmediğim için konuyla ilgili tüm haberleri okumayı midem kaldırmadı. Yine de saygın bir yayın kuruluşunun haberinde LaPierre ve suç ortağı üç diğer yöneticinin dört yılda kurumun yaklaşık 64 milyon dolarını “hortumladıklarını” okudum!
Söz konusu skandala dair bu kez “bizim sektörün” saygın yayın organı Chronicle of Philanthropy’de yer alan bir makalede karşıma daha önce hiç duymadığım bir kavram çıktı: “Seçilmiş Aykırılar” (Orijinali “Designated Contrarians”). Yazar -benzeri başka skandallara da atıfta bulunarak- kâr amacı gütmeyen kuruluşların yönetim kurullarında her zaman birkaç üyenin belirli bir dönem için “Seçilmiş Aykırı” ünvanı ile yönetim kurulunun kendisine ve profesyonel yönetime “zor sorular” sorması gerektiğini savunuyordu.
“Üstat” John Carver’ın -eğer haberi olsaydı- bu skandala ve bu öneriye nasıl bir tepki vereceğini tahmin ediyorum. İlkeli Temsil sisteminizdeki “kurallarınızı” (yani üstadın Policy Governance modelindeki “politikaları”) doğru tasarlar ve titizlikle uygularsanız NRA’deki gibi bir skandal yaşama şansını da neredeyse sıfıra indirirsiniz. Belki de şöyle demeliyim: Kurumunuzda bir yozlaşma / çürüme başlarsa bundan vakitlice haberdar olursunuz. Nasıl mı? Öncelikle kurumun finansal durumuyla ilgili iç ve dış denetim raporları periyodik olarak önünüze gelir. Yönetim kurulu üyesi olarak “sorumluluğunuzun” bilincinde, bu raporları zamanında ve dikkatlice okur, etraflıca tartışırsınız. Tepe yöneticinizin çalışanlarla ilişkisini hem iç hem de dış raporlarla yine periyodik olarak gözlemlersiniz. NRA’dekinin benzeri bir yozlaşma yaşanan bir kurumda en azından bazı çalışanların bu durumdan haberdar / rahatsız olmamaları mümkün değildir. Doğru bir sistem bu arkadaşların güvenli bir şekilde “yukarısını” haberdar etmelerini sağlar, sağlamalıdır. Kurallarınız yönetim kurulu üyesi olarak sizlerin profesyonel yönetimle ilişkinizi de sıkı sıkıya tanımladığı için çeşitli yöntemlerle “ayartılmak” da öyle kolay olmaz (Anladığım kadarıyla LaPierre kuruldan üç-dört kişiyi de ayartıp maaşa bağlamış!).
Ey üyeler; hayati / temel sorumluluklarınızı Seçilmiş Aykırı’lara veya başka kişilere / komitelere havale etmeyin, görevinizi doğru bir sisteme dayandırın, hakkını verin, geceleri rahat uyuyun.
2024 yılında, en azından sivil toplumda, skandalların az olması dileğiyle…
Şubat ayında görüşürüz.